Değerli Sanat ve Bilim İnsanları,

Yeryüzünde yaşayan bütün canlı ve cansız varlıkların yaşamını çeşitli yönlerden etkileyen felâketlerle karşılaştığımız bir dönemden geçiyoruz. Felâketler çoğu zaman acıyla, kederle, üzüntüyle ve hayal kırıklıklarıyla ilişkilendirilir. Ancak felâketler yıkım olduğu kadar dönüşüm gücünü de beraberinde taşır. Bu dönüşümü yaratmak yaşananlara seyirci kalmakla değil yaşadıklarımızın potansiyellerini keşfetmeye yönelik edimlerde bulunmakla mümkündür.  İnsanın çevreye uyguladığı tahakküme karşı çevrenin direnci olarak tanımlayabileceğimiz iklim krizi, aşırı globalleşen dünyayı yeniden belirli alanlara sıkıştıran bulaşıcı hastalıklar, yerkabuğunun hareketleri olarak depremler, ekonomik dar boğazlar gibi durumlar bir yandan yıkıcı olabilirken, diğer yandan yeniden başlamaya, daha iyisini kurgulamaya yönelik yeni stratejiler ortaya koymak için bir fırsat yaratabilir.  III. İstanbul Aydın Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Bienali, “Sırada Ne Var?” başlığı ile sırada olanın bilinmezliğine ve olumlu/olumsuz potansiyellerine odaklanırken diğer yandan bütün varlıkların, yaşamları boyunca hayatın tüm bilinmezliğine karşın iyi ya da kötü dönüştükleri veya dönüşebilecekleri halleri sorgulamaya açıyor. Tüm bu yaşananlar ve gelecekte yaşanacaklar dünyayı bir yok oluşa mı sürüklüyor yoksa tam aksine daha iyi bir dünya inşası için elde var olan imkânlar üzerine düşünmek ve bu imkanları genişletmek için fırsat mı sunuyor? 

“Sırada Ne Var?” sorusu sırada olanın etkileri ile nasıl yüzleşebileceğimizi ve yol alabileceğimizi sorgularken, felâketlere karşı var olan farklı yaklaşımların sanat yapıtları aracılığıyla nasıl ortaya konabileceğine dair bir kapı aralayarak; yıkımın, yeniden doğuşun, yerinde saymanın, canlanmanın sanat yapıtları aracılığıyla görsel, işitsel, metinsel tahayyüllerini ortaya çıkarmak istiyor. Doğal veya doğal olmayan yolarla meydana gelen olumsuz koşulların insan olan ve olmayan varlıkları etkileme gücü hakkında neler söyleyebiliriz? Yıkımlar ve yeniden doğuşlar gündelik yaşantımızdaki ilişkilerimizi, iş yapma biçimlerimizi, kurduğumuz diyalogları nasıl etkiliyor? Yıkımın sonucu olan karanlık ve çaresizlik hissi mi yoksa yeniden doğuşun yarattığı canlılık ve umut mu hayatımızı yönlendiriyor? Felâketin yıkıcı gücünü mü yoksa yeniden doğuşa olanak tanıyan yönünü mü daha çok benimsiyoruz? Geçmişten bugüne yaşadığımız teknolojik gelişmeler felâketlerle karşılaşmalarımızda nerede konumlandı?  III. İstanbul Aydın Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Bienali, sanat ve tasarım alanlarının farklı disiplinlerinde üretim yapan ön lisans, lisans, lisansüstü öğrencilerini tüm bu sorular üzerinde düşünmeye, tasarlamaya ve üretmeye davet ediyor.